Bir Medeniyetin İfadesi Olarak İstanbul Halk Anlatıları Semineri Yapıldı.
Üniversitemiz Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen Doç. Dr.  Ferhat Arslan'ın konuşmacı olarak katıldığı  "Şehir ve Kültür Bağlamında Haliç'te İstanbul Konuşmaları: Bir Medeniyetin İfadesi Olarak İstanbul Halk Anlatıları Semineri", 05 Aralık 2012 Çarşamba günü saat: 14.00'de Haliç Yerleşkesi A-104 No'lu Salonda gerçekleştirildi.
 
Doç. Dr.  Ferhat Arslan efsaneyi; “Sanatsal olarak formüle edilmiş, üçüncü bir şahsa anlatılan ve geçmişte ya da tarihsel geçmişte kurulmuş geleneksel bir hikâye ya da anlatıdır.” şeklinde tanımladı. Efsanelerin gerçek olmadığını ancak anlatıcı ve dinleyici tarafından doğru olduğuna inanıldığını belirtti. 
 
Arslan: “Yazının icadından önce söz vardı. Efsanelerin hammaddesi sözdür. Bu nedenle efsaneler günden güne değişen canlı bir metabolizmadırlar. Efsaneler milletlerin binlerce yıllık hafızasını canlı tutar. Tarihi gerçekleri barındırabilirler ama birebir tarih değildirler. Efsanede amaç, az sözle çok şey anlatmaktır.” dedi. Efsanelerin işlev bakımından öğüt verici, örnek gösterici ve terbiye edici bir yönü olduğunu aktardı. Seminer; Ayasofya ve Haliç’in altındaki hazine efsaneleri örnekleriyle son buldu.