Göztepeli, Muhalif ve Şair

10 Kasım 2019

Muhammed Enis Özel 1997 İzmir doğumlu. İlk şiiri 16 yaşındayken Yedi İklim’de yayımlanan bir Göztepeli. İlk şiir kitabı “Alayına Şiir” kısa süre önce Şule Yayınları’ndan çıktı. Şiirleri ve diğer metinleri Budak, Faryap, Gerçek Hayat, İmge, İtibar, Karabatak, Kaygusuz, Olağan Şiir ve Yedi İklim dergilerinde yer buldu. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitimini sürdüren Muhammed Enis’le liseyi, Göztepe’yi, şiirini konuştuk.

Muhammed Enis lisede yatılı okurken ilk şiirlerini yazıyor. Hani öğrencilerinin elinden tutup onu göğe yükselten öğretmenler vardır ya, onlardan biriyle kesişiyor yolu. Edebiyat hocası Hazan Yılmazer’le ders sonraları edebiyat, şiir üzerine hasbihal ediyorlar.

“Liseyi yatılı okudum. Hocalarımız, öğrenciler çıktıktan bir saat sonra okuldan ayrılırdı. Ben Hazan Hoca’nın yanına giderdim. Onunla edebiyat ve şiir konuşurduk. Bazen de gündemle alakalı ama hepsinin edebi bir tarafı vardı. Bana çok yardımcı oldu. Şiire nasıl başladığımla ilgili sorular sorulduğunda adını hep anmak istiyorum.”

Muhammed Enis İstanbul’a üniversite okumak için ailesiyle birlikte geliyor. Üniversitemizde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitime başlıyor çünkü sevdiği isimler burada: Fatih Andı, Hasan Akay, Yılmaz Daşcıoğlu, Dursun Ali Tökel, Kemal Yavuz... İstanbul’a geliyor ama aklında ve gönlündü hep İzmir var, İzmir’in şiir için dezavantaj olduğunu düşünse de. Orada kapısını çalacak, şiir konuşacak insan sayısının az olduğunu söylüyor. İzmir’deyken ona el veren Ali Haydar Haksal’ı ise bunun dışında tutuyor. 

“İzmir’i çok özlüyorum. İstanbul beni çok bekletiyor. Hep sıraya giriyorsun hep bekliyorsun. İzmir’de sabahtan akşama kadar yürüyebilirim, bu beni yormaz. İstanbul ise çok kalabalık. Bu beni yoruyor. Üsküdar’ın sokaklarında yürümeyi ise seviyorum.”

“Bir mücadele hep vardı hayatımda, şiirim de buna mugayir olamazdı”

Muhammed Enis’in şiiri dikbaşlı duruşuna ters değil. Karakteri üzerinde derin etkileri olan mahallesi, şiiri üzerinde de etkili. Kitabına adını veren şiirde; Göztepe Spor Kulübüne olan tutkusunu, mahallesini anlatıyor. Şiirlerine hâkim olan muhalif duruşu ile bir taş atıyor, bir yumruk yükseltiyor, bir hayal kuruyor.

“İzmir’de yaşadığımız mahalle sakin bir mahalle değildi. Çok yaramazlık yapardım. Ortaokuldayken çarşamba günleri okula gitmezdim. Göztepe maçlarına giderdim. Göztepe o zaman amatör kümedeydi. Benim oluşumumda, kendimi gerçekleştirmemde Göztepe’nin, mahallenin, sokağın çok önemli bir yeri var. Bir mücadele hep vardı hayatımda, şiirim de buna mugayir olamazdı. Aslında ‘Şiirin neden protest?’ sorusuna bu yüzden protest diyebilirim. Şiirlerim saldırgan çünkü ben saldırgandım, öyle büyüdüm. Benim bir şeyler yapmam lazımdı. Bu yüzden hep birilerine tavrım vardı. İnsanların fikirlerini değiştirmek gibi bir niyetim yok. Çünkü kendimden emin değilim fakat emin olduğum şey İslâm. Allah birdir, Hz. Muhammed onun kulu ve elçisidir. Bu bilgiye sığınarak Müslümanlara atılan taşların karşısında dururum.”

Şiir kitabının yayınlanmasında büyük emeği olan şair Ali Ural’dan da sevgiyle söz eden Muhammed Enis, eseri yayınlandığındaki hislerini ise şöyle anlatıyor:

“Çok güzel bir mekâna girmişim fakat o mekândan bir daha çıkamayacakmışım gibi hissettim. Bir curcunanın içindeyim, her şey olabilir ve burayı asla terk edemem.”

Röportaj: Kübra Erten / Fotoğraf: Yasin Fedakâr

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü