İdealden Realiteye Edebiyat Öğretmeni Olmak

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Üsküdar Yerleşkesi’nde “İdealden Realetiye Edebiyat Öğretmeni Olmak” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirildi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Üyesi Dr. Türkan ALVAN’ın organize ettiği söyleşinin konuğu, Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapmakta olan ve mesleğini bir aşk haline getiren şair/yazar Ercan YILMAZ’dı.

Yirmi yıldır edebiyat öğretmenliği yapan Yılmaz, öğretmen adaylarına kendi yaşamış olduğu tecrübeler üzerinden ‘ideal bir öğretmenin’ nasıl olması gerektiğine dair bilgiler verdi.

Söyleşiye öğrencileri ile yapmış olduğu etkinliklerden fotoğraflar göstererek başlayan Ercan Yılmaz, yirmi yıllık öğretmenlik hayatında, Gâlib Dede’nin “Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen / Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen” beytini kendine kılavuz edindiğini söyledi. Öğretmenliğin çok kıymetli ve kutsal bir meslek olduğunun da altını çizen tecrübeli öğretmen, hocalığın yalnızca derslerden ibaret olmadığını hatta asıl öğretmenliğin dersten sonra başladığını ve bir ömür sürdüğünü belirtti.

Öğretmenin öğrenci için bir kılavuz olduğunu da vurgulayan Ercan Yılmaz, asıl maksadın öğrenciye bir şey öğretmek değil, “yol göstermek” olduğunu ve öğretmenin çok zaman bir ayna görevi üstlendiğini söyledi. Öğrencilerine vermiş olduğu kitap listelerini de salondaki dinleyicilerle paylaşan Yılmaz, ayrıca ders yapılan mekânların da önem teşkil ettiğinin altını çizdi. Yılmaz Gaston Bachelard’ın Mekânın Poetikası adlı kitabında geçen ‘mekân eylemi çağırır, bu arada hayal gücü de eylemden önce çalışmaya koyulur. Otları biçer, tarlayı sürer. Hayal gücünün tüm bu eylemlerinin faydasını da belirtmek gerekir’ sözünden yola çıktığını ve öğrencileriyle dersin muhtevasına uygun bir mekânda ders yaptıklarını söyledi. Bu mekânlarda yapmış olduğu derslerden de örnekler de gösteren Yılmaz, öğrenci-talebe ilişkilerine de değinerek Ahmet Hamdi Tanpınar ve Yahya Kemal örneğini Tanpınar’ın hocası için kullandığı kelimelerle anlattı.

Hayatında dolmakalem ve mürekkebin de önemli bir yer tuttuğunu ve öğrencilerinden bir kısmının yalnızca dolmakalem ile yazarak dahi hayatının değiştiğini belirten Ercan Yılmaz; nesnelerin önemine de vurgu yaptı.

Son olarak da meslek hayatında kıymet verdiği ‘zarafet, estetik, hoşgörü, empati, hayâl gücü, hayal kurma, yaratıcılık, güzellik, sezgi, saygı, tecessüs, anlayış, farklılık’ kavramlarına değinen öğretmen, talebelerine bu kavramlar ışığında bir yol açma gayretinde olduğunu belirtti.

İlginin yoğun olduğu söyleşi, dinleyicilerin sorularının ardından hediye takdimi ile sona erdi.