Ortadoğu ve Afrika Denkleminde Kuzey Afrika

9 Mart 2017

Tarih Araştırmaları Kulübü ile Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği’nin ortak düzenlediği “Ortadoğu ve Kuzey Afrika Konuşmaları” başlıklı panel serisinin ikincisi “Ortadoğu ve Afrika Denkleminde Kuzey Afrika” paneli, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Yıldırım ile SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli’nin katılımıyla Üsküdar Yerleşkesi’nde yapıldı.

“Bölgedeki Güçler Müslüman Kardeşlerden Rahatsızdı”

Arap Baharı sonrası Kuzey Afrika’daki siyasal gelişmelerin ele alındığı panelde, Doç. Dr. Ramazan Yıldırım, Mısır ve Tunus’taki demokrasi mücadelesinde İslâmi hareketlerin siyasal dönüşümünü yorumladı. Müslüman Kardeşler özelinde Mısır’ı değerlendiren Yıldırım, kuruluşundan sonra kabuğuna çekilen hareketin Arap Baharı’yla yeniden siyasallaşma sürecine girdiğini aktardı. Yıldırım, Arap Baharı’ndan sonra Müslüman Kardeşlerin güçlenmesinin bölgedeki güçler açısından sorun oluşturduğunu, Mursi’nin cumhurbaşkanlığının kısa sürmesinin bunun bir göstergesi olduğunu belirtti.

Kuzey Afrika’nın Bilge Kişisi “Gannuşi”

Tunus’ta ise Burgiba’nın uyguladığı katı laik politikaların insanların dini kimliklerini bastırmasına neden olduğunu, bu politikalara tepki olarak doğan İslâmcı Nahda Hareketi’nin Arap Baharı’ndan sonra Nahta Hareketi Partisi’ne dönüşerek ılımlı bir siyaset izlendiğini ifade eden Yıldırım, Hareketin lideri Gannuşi’nin hem Doğu hem de Batı’da eğitim almasının fikirleri üzerinde etkili olduğunu vurguladı. Yıldırım, Gannuşi’nin seçimlerden sonra tek başına hükümet kurma yetkisine sahipken birçok hakkından feragat etmesinin ve müzakereci tavrının, onu, Kuzey Afrika’nın bilge kişisi haline getirdiğini söyledi. Yıldırım, Nahda’nın siyasal tecrübesindeki aşırı naifliğin onun bugüne kadar dağılmadan gelmesini sağladığının ve Tunus’un Mısır’a dönüşmesini engellediğinin altını çizdi.

“Libya’da Askeri Yönetim Engellenmeli”

Emrah Kekilli, Libya’daki Müslüman Kardeşler, Selefiler ve Liberallerden oluşan muhalefet hareketlerinin Kaddafi’nin devrilmesinden sonra parti kurduklarını ancak hiçbirinin iktidar olamadığını hatırlatarak, %20’yi oluşturan bu hareketlerin çok örgütlü yapısı nedeniyle %80’i manipüle edip başarısızlığa uğrattığını aktardı. Siyasetin %80’ini oluşturanların 2014 yılında, darbe girişiminde bulunmuş bir General olan Halife Haftar’a sığındıklarını söyleyen Kekilli, ülkenin doğusunu askeri yönetimle elinde tutan Haftar’a karşı bir an önce çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Ülkedeki mevcut ikili yönetime karşı BM öncülüğünde oluşturulan Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Haftar tarafından tanınmaması ve BM’nin Haftar’a yaptırım uygulamamasının düşündürücü olduğunu ifade eden Kekilli, “Libya’nın doğusundaki askeri yönetim, daha önceki darboğazın yeniden yaşanmaması için engellenmeli. Sorunlar siyasi yollarla ve uluslararası aktörlerin yardımıyla çözülmelidir.” diye konuştu.